"Kime güveniyorsun dediler, ben milletime güveniyorum"

HABER MERKEZİ
CHP, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında aralarında Ekrem İmamoğlu'nun da olduğu çok sayıda kişinin tutuklanmasının 100. günü nedeniyle toplantı düzenledi.
Şişli'de düzenlenen "100 KARASI" temalı toplantıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sert açıklamalarda bulundu.
Özel, başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere İBB soruşturması kapsamında tutuklananlar nedeniyle iktidar ve yargıya tepki gösterdi.
Özel, konuşmasının başında, "Değerli yol arkadaşlarım, bugün önemli bir günde iki önemli buluşma için buradayız, İstanbul’dayız. Meclis grup toplantımızın olduğu gün ve saatte burada sizlerle birlikte, akşam da her şeyin başladığı yerde, her şeyin başladığı saatte, 20.30’da hep birlikte Saraçhane’deyiz. Bir büyük adaletsizliğin karşısında, bir demokrasi utancının tam ortasında, mücadelemizle dimdik durmak için; hatırlamak, hatırlatmak için, unutmamak, unutturmamak için, bir kez daha kenetlenmek için buradayız. Hepinizi sevgiyle, saygıyla, umutla ve dirençle selamlıyorum dedi.
19 Mart'ın üzerinden 104 gün geçtiğini ifade eden Özel. "Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ise tam 100’üncü günü. Milli iradenin adliyelerde, saray koridorlarında boğulmak istendiği, halkın egemenliğine pusuların kurulduğu bir süreci yaşıyoruz. Tam 100 gün önce bugün 15.5 milyon insanın sandığa giderek oy verdiği bir Cumhurbaşkanı Adayı, adaylaştığı gün tutuklandı. Bugün 100’üncü gün. Yüz karasıdır. Demokrasinin yüz karasıdır, adaletin yüz karasıdır. Bu süreç, Türkiye siyasi tarihinin yüz karasıdır. 19 Mart’tan bu yana sokaklardayız, meydanlardayız. Gençlerin dediği gibi; miting için değil, eylem için meydanlardayız" diye konuştu.
"Bir darbeye karşı direnme hakkımızı kullanıyoruz" diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bu milletin tarihinde, aslında bir direnişin tarihi yatar. Tarihte zalimler hep var olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Ama direniş de vardır. Kazananlar, hep direnenler olmuştur. Ekrem İmamoğlu, 100 gündür gururuyla, onuruyla o hücrede dimdik ayakta duruyor. Atılan iftiralardan hiçbirisi ona yapışmadı, yapışmıyor. Biz de milletimizle birlikte 100 gündür meydanlardayız. Ekrem Başkan’ı hapse atanlar da korkudan insan içine çıkamazken; biz beraberiz, birlikteyiz, omuz omuzayız, birbirimizin yüzüne, gözüne bakıyor, birbirimizden güç alıyoruz. Bu millet vicdanı karalara değil; size, bana, Ekrem Başkan’a itibar ediyor. Bu millet devleti kendi çıkarları için kullananların değil, gerekirse yalınayak, çıplak elle adalet mücadelesi verenlerin yanında duruyor.
GÖZÜNDEN DÜŞTÜDeğerli arkadaşlar bu iktidar 100 gün önce milletin gözünden de gönlünden de düşmüştür. Bu iktidar aslında 100 gün önce kaybettiğini itiraf etmiştir. İşte bu yüzden bugün, aynı zamanda milletin henüz tecelli etmemiş iradesinin, ilan edilmemiş de olsa zaferinin 100’üncü günüdür. 100 gündür bu ülkeyi yönetenler artık meşru bir iktidar değildir. Bir avuç insandan oluşan bu yapı, baskıyla ayakta durmaya çalışan yitik bir rejimi temsil etmektedir. Demokrasilerde aslolan ise milletin iradesine saygı duymaktır. Milletin istediği yönetime gelir, istemediği gider. Millet karar verdi; Adalet ve Kalkınma Partisi 23 yıldır iktidarda. Millet karar verdi; Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu, Cumhurbaşkanı oldu. Aynı millet 31 Mart 2024 günü bir karar verdi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni, partimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini aynen kurulduğu gün gibi o gün de Türkiye’nin birinci partisi yaptı. AK Parti ise kurulduğu günden sonra ilk kez yenilgi ile tanıştı. Seçim gecesi yaptığım açıklamada şöyle demiştim: ‘Bu galibiyetin kaybedeni yoktur. Bizim başarımız, kimsenin hezimeti olmayacaktır.
BİTMEYEN KİBİRO gün iktidarın yapması gereken bizimle hizmette yarışmaktı. Ama onlar bizimle yarışmak yerine, bizimle yarışmaktan korkarak, bizim demokrasiye duyduğumuz saygıyı, 47 yıl gösterdiğimiz saygıyı, millet onlardan Cumhurbaşkanlığı seçiminin takviminin başlayacağı güne kadar, sadece 47 ay bekledi. Bırakın 47 ayı, 47 gün bile milletin kararına hürmet edemediler. Yükselen bir panik, bitmeyen bir kibirle millete cephe aldılar. Önümüzü kesmek için iki yola başvurdular. Önce belediyelerimizi çökertmeye çalıştılar. SGK ve vergi borçlarını, pek çoğu kendi dönemlerinden kalan faiz üstüne faiz binmiş fahiş borçları, bizim başkanlarımızdan bir seferde, tek seferde kesmek istediler. Ve bunu büyük oranda yaptılar. Belediye başkanlarımızın ekonomik olarak zor durumda kalması ve millete hizmet edememesi için canlı yayında bakanlarına, gözlerin içine baka baka, ‘Bunları biraz silkeleyin’ diye talimat verdiler. Ama başkanlarımızın azmi, kararlılığı, yetenekli ekiplerinin mücadelesiyle hizmeti aksatamadılar. Buradan bir sonuç çıkmayınca bu sefer yargı kumpaslarına giriştiler. Bunun için onlara Zekeriya Öz gibi kullanışlı bir aparat gerekiyordu. Muhaliflere, siyasetçilere, gazetecilere, belediye başkanlarımıza, pırıl pırıl bürokratlarımıza soruşturmalar açıldı, haksız tutuklamalar yapıldı.
Buradan ben bu salonu dolduranların gözlerinin içine, Ekrem Başkan’ın değerli eşinin gözünün içine, ailelerin gözlerinin içine, Türkiye’nin gözünün içine bakarak söylüyorum: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarımız masumdur.
BirGün